10FEN/A çok FENA
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

PEYAMI SAFA’NIN YALNIZIZ ROMANI

2 posters

Aşağa gitmek

PEYAMI SAFA’NIN YALNIZIZ ROMANI Empty PEYAMI SAFA’NIN YALNIZIZ ROMANI

Mesaj tarafından PESSIMIST Paz Mart 30, 2008 5:24 pm

Yalnızız, ilk olarak Yeni İstanbul gazetesinde 11 Eylül 1950 – 20 Aralık
1950 tarihleri arasında 286-385 numaralı sayılarda tefrika edildikten sonra
1951 yılında Nebi oğlu Yayınevi tarafından 343 sayfa hâlinde yayımlanır.
Romanın ilk baskısında “Prolog” adlı bir bölüm de bulunur. Daha sonra
yazarın isteği doğrultusunda bu bölüm çıkarılır.
Yalnızız’da yer alan ruh ve beden sorunsalına deginmeden önce,
romanın konusunu özetlemek yerinde olacaktır. Romanın öyküsü, ikinci
Dünya Savaşı’nın hemen ardından İstanbul Yeşilköy’deki bir köşkte başlar.
Bu evde yaş sıralamasına göre Mefharet, Samim ve Besim isimli üç kardeş
yaşamaktadır. Aynı zamanda Mefharet’in Dame de Sion lisesine giden kızı
Selmin de aynı evde kalmaktadır. Dul olan Mefharet’in bir de Aydın isimli
oğlu vardır ve Galatasaray Lisesi’nde okur. Aile aslen Arnavut’tur. Selmin
Ferhat isimli bir gençle nişanlıdır. Ferhat ırkçılığa varan milliyetçi fikirlere
sahiptir. Bu nedenle hem Selmin’le hem de Mefharet’le çoğu zaman kavga
etmektedir. Hatta bir toplantıda Mefharet, Ferhat’ı evinden kovar. Selmin’in
bu gençle evlenmesine asla izin vermeyeceğini söyler. Anne ve kızın arası
bu nedenle sürekli açıktır. Selmin’in ileriki günlerde yüzünün sararması ile
başlayan rahatsızlıkları baş dönmeleri ve mide bulantıları ile devam eder.
Mefharet zorlamaları sonucunda Selmin’in hamile olduğunu öğrenir. Besim
ile yaptıgı konuşmalardan da bir sonuç elde edemeyen Mefharet gerek ev
içinde ve gerekse evin dışında bu hamilelik olayının failini aramaya başlar.
Okuyucu bu noktada Mefharet’in kuruntuları ve paranoyak takıntılarıyla
tanıştırılır. Mefharet, kardeşi olan Samim’den bile şüphe etmektedir.
Besim’le ortaklık kuran Mefharet, Samim’in günlüklerini ve notlarını araştırır.
Notlarda yer alan kimliği belirsiz sevgili ve kodlarla ifade olunan kişi isimleri
yüzünden Mefharet için Samim fail durumundadır:
“Aşkýnýn kifayetsizligi anasýný harap etti” diyor. Işte o ben degil
miyim? Kocamın erken ölmesini ima ediyor.
[....]
Eger bu kız Selmin degilse sana bu köşkteki hissemi veririm.
Anladın mı? Işte sana mertçe söz. Girer misin bahse? (M.E.B.
baskısı, 44)
Romanda gizlice okunan günlüklerle beraber okur, Samim’in
düşünceleriyle tanıştırılır. Kimligi belirsiz sevgiliye ilk kez bu anılarda
rastlanır. Birbirini tutmayan ipuçları ile karşılaşan Mefharet, Selmin üzerine
yogunlaşýr ve onu sıkıştırmaya başlar:
Öfkesinin son haddine çıkan Mefharet, dişlerinin arasından:
. Cevap versene... dedi.
Selmin evvelâ başını arkaya dogru hafifçe salladı, sonra
dudaklarını uzatarak:
. Böyle konuşursan cevap vermem, dedi.
Mefharet sesini yükseltti:
. Nasıl konuşacakmýşým?
Selmin cevap vermedi. Annesi iki yumrugunu sıkarak ona
PESSIMIST
PESSIMIST
Admin

Mesaj Sayısı : 150
Kayıt tarihi : 29/03/08
Yaş : 31
Nerden : Gültepe

https://gultepefen.yetkin-forum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

PEYAMI SAFA’NIN YALNIZIZ ROMANI Empty Geri: PEYAMI SAFA’NIN YALNIZIZ ROMANI

Mesaj tarafından PESSIMIST Paz Mart 30, 2008 5:25 pm

dogru egildi:
. Söyleyeceksin bana. Söyleyeceksin. Bogarım seni, anlıyor
musun? Vallahi bogarım. Kendimi de atarım kuyuya.
Söyleyeceksin. (59)
Bu tip diyaloglar romanın devam eden bölümlerinde de sürer.
Sonunda, Selmin dayanamaz ve hamile kalmasının sorumlulugunu eve girip
çıkan “aç adam”a yükler:
Selmin geri çekildi. Yüzü bembeyazdı. Gözleri bir çıldırma
başlangıcından şüphe ettirecek kadar büyümüştü. Soluk
dudakları titriyordu. Annesinin yeni bir hücumundan korunmak
istiyormuş gibi kollarını uzattı. Gözleri kıpırdamıyor, kaşlarý
yukarı kalkıp iniyordu. Birdenbire kollarını bıraktı; önüne baktı
ve cevap verdi:
. Aç adam! (113)
Bu aşamada aç adam ile tanıştırılan okuyucu onun komünist bir kanun
kaçagı oldugunu ögrenir. Romanın ilerleyen bölümlerinde Selmin’in evden
ve toplumdan kurtulmak için hamilelik masalını uydurdugu ortaya çıkar. Aç
adamı da bu yalanına araç yapmıştır.
Samim’in evin dışýnda buluştugu kimligi belirsiz sevgili, geçmişte
annesiyle de aşk yaşadıgı Meral’dir. Meral, annesinin Samim’le aşk
yaşadıgından habersizdir. Ayný zamanda Meral, Ferhat’ýn da kýz kardeşidir.
Meral’in toplum tarafından dışlanmış, basit ve “asrî zevkler” peşinde bir kız
arkadaşı vardır. Feriha bu zevkleri ve yoz yaşamý sonucunda geleneksel
yapıdaki toplumca dışlanmıştır. Paris’te yaşlý bir adamla dost hayatý
yaşamaktadır. Feriha’nın Istanbul’a yaptıgı ziyaret, Meral’in aklını çelmiştir.
Baskıcı toplumdan, evdeki muhafazakâr yapıdan ve kimi zaman Samim’den
kurtulmak isteyen Meral, Feriha ile gizli gizli görüşmeye başlar. Bunun
farkına varan Samim ile arası açılır. Samim ise Meral’i yeniden kazanmak
için mistik dünyayı, “birinci” ve “ikinci” olarak niteledigi benlikleri arasındaki
çatışmalarını, Simeranya’yı ve insanlıgı bekleyen tehlikeleri Meral’e anlatma,
onun aklını çelme yolunu seçer. Muhafazakâr bir düşüncede olan Ferhat’ýn
da bu olaylardan haberdar olmasıyla kapana sıkışan Meral bunalıma girer.
Insanlarla ilişkilerini en alt düzeye indiren Meral, agabeyi tarafından eve
hapsedilir. Intiharı düşünen Meral’in tek çıkış yolu budur. Intihar eden
Meral’in ardından haberi alan annesi Necile de kalp krizi geçirerek yaşama
veda eder. Başlayan yeni gün yalansýz ve duru olacaktır.
Agâh Sırrı Levend, “Peyami Safa’nın Yeni Romanı ‘Yalnızız’” adlı
makalesinde romanı incelemeye geçmeden önce yalnızlık olgusunu
yorumlamaktadır. Levend’e göre yalnızlık duygusu farklı insanlarda ve
zaman dilimlerinde ortaya çıkar:
Öz yurdunda dogup büyüdügü şehrin ugultulu hayatı içinde
kendini yapayalnız bulan insan!.. Bu, toplumdan kaçan ezelî
küskün müdür? Yoksa günlük didişmelerin yükü altında bunalıp
da, dinlenme ihtiyacıyla yalnızlıga gömülen edebî yorgun
mudur? Hayır, hiçbiri degil; belki tamamıyla tersine olarak,
ruhunda ideal hasreti yanan “yalnız adam”dır.
PESSIMIST
PESSIMIST
Admin

Mesaj Sayısı : 150
Kayıt tarihi : 29/03/08
Yaş : 31
Nerden : Gültepe

https://gultepefen.yetkin-forum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

PEYAMI SAFA’NIN YALNIZIZ ROMANI Empty Geri: PEYAMI SAFA’NIN YALNIZIZ ROMANI

Mesaj tarafından PESSIMIST Paz Mart 30, 2008 5:25 pm

[....]
Inançları altüst edici yeni bir sistemle ortaya çıkan filozoflar,
gelenekleri yıkan devrimciler, sırları çözen “mu’tekif”ler,
“gaib”den haber veren “kâhin”ler, yeni bir dünya nizamı
kurmaya çalışan büyük fikir adamlarý, derece derece hep bu
kategoriye girerler. (334)
Gürsel Aytaç ise Yalnızız’ı “düşünce romanları” kategorisinde görür:
Ilk basımı 1951’de yapılan “Yalnızız”ı roman kategorilerinden
“düşünce romanları” sınıfında ele almak, esere temel özelligi
açısından yaklaşmak olacaktır. Peyami Safa, romanını bir
düşünce üzerine kurgulamış, figürlerini o düşüncenin
taşıyıcıları, temsilcileri olarak donatmıştır. Söz konusu
düşünce, düalizm (kutupluluk) düşüncesidir. (14)
Böylece Aytaç, Yalnızız’ı düşünce romanları kategorisine dahil eder.
Dikkat edilirse Peyami Safa’nın diger romanlarında bu şekilde geliştirilmiş
olmayan bu özellik Yalnýzýz’da ortaya çıkar. Romanın ana karakterlerinden
Samim, devamlı düşünen ve düşündüklerini kendi iç dünyasında uygulayan
bir tip olarak karşýmýza çýkar. Yalnýzýz, 1950 yılında yayımlandıgı zaman
hakkında yapılan eleştiriler daha çok Samim karakteri üzerinde
yogunlaşmýştýr. Toker Edebiyat Kurulu tarafýndan yayýmlanan Peyami Safa
adlı yapıtta, Samim karakteri hakkında şu “iddialý” sözlere yer verilmektedir:
Belirtmek gerekir ki edebiyatımızda bir benzeri yoktur. Üstat,
daha önce kaleme aldıgı romanlarında görülen buhranlı,
bunalımlı, dejenere tiplerden Samim tipine ulaşmýştýr. Bu
olgunluk devri olan Yalnýzýz gibi Samim de olgunlaşmýş bir
karakter olarak karşýmýza çýkmaktadýr. Kahramanýmýza yazarýn
fikrî planda bir temsilcisi gözü ile bakmamız mümkündür. (147)
Bu yargının taraflılıgından da öte yanlış oldugu düşünülebilir. Peyami
Safa romanlarındaki ana karakterler, “çirkin”in karşýsýna yerleştirilen “güzel”
22
ya da “yanlış”ýn karşýsýnda yer alan “dogru” anlamlarýný yüklenir. Bu noktada
Samim’in bir yenilik gibi sunulması dogru degildir. Samim ancak, alıntıda söz
edildigi gibi, düşünsel planda yazarýn önceki roman karakterlerinin
evrimleşmiş hâli olarak degerlendirilebilir.
Ahmet Kabaklı, Türk Edebiyatý adlı yapıtının 3. cildinde Peyami
Safa’nın Yalnýzýz romanını “Samim” karakterinin ışýgýnda degerlendirmeye
alır:
Yeni bir dünya kurmak hülyasıyla yaşayan bu fikir adamı
erkeklerin en kuvvetlisi, her romanda Peyami Safa’nın dünya
görüşlerini temsil eden birisidir. Mahşer romanında Nihad;
Matmazel Noraliya’da Ferit; Yalnýzýz’da Samim ve Biz
Insanlar’daki Orhan gibi. Bilhassa ispritizma ve hipnotizma
deneylerine ve bilgilerine merak sardıgı yıllarda kaleme aldıgı
Yalnýzýz romanında, “metafizik, metapsişik, süpra-normal!” gizli
kuvvetlere inanan ve metapsişik (ruh ötesi) deneylere konu olan
medyumlar, ekstaz, (vecd) histeri hâlinde bulunan kişiler ele
alınır. Kimi çok-şahsiyetli, kompleks sahibi olan, kendini
PESSIMIST
PESSIMIST
Admin

Mesaj Sayısı : 150
Kayıt tarihi : 29/03/08
Yaş : 31
Nerden : Gültepe

https://gultepefen.yetkin-forum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

PEYAMI SAFA’NIN YALNIZIZ ROMANI Empty Geri: PEYAMI SAFA’NIN YALNIZIZ ROMANI

Mesaj tarafından PESSIMIST Paz Mart 30, 2008 5:25 pm

hallusinasyona (türlü hayal ve görüntülere) kaptıran ve animik
merkez olan bu kişilerin buhran hâlleri ve önsezileri vardýr.
(842)
Yapı Kredi Yayınları tarafından yayımlanan Tanzimat’tan Bugüne
Edebiyatçýlar Ansiklopedisi’nin 2. cildinde yer alan “Peyami Safa”
maddesinde ise, yazarın romanı üç kız etrafında kurdugu ve ana düşüncenin
biyolojik-toplumsal kişiliklerin çatýşmasý oldugu belirtilir:
23
Toplumsal kişilikler ile biyolojik kişilikleri arasýndaki çatýşmalarýn
kurbanı olan üç genç kızın öyküsünün anlatıldıgı Yalnýzýz
romanı ise manevî degerlerin zaafa ugraması sonucu insanın
içine sürüklenecegi açmazların maddeci görüşlerle
çözümlenemeyecegi gerçegini kabule yanaşmayanlarýn
sonunda yalnızlıga düşüp hüsrana ugrayacagı tezi
çerçevesinde kurulmuştur. Romana genel olarak üçüncü şahýs
anlatıcının bakış açýsý egemen durumdadýr. Roman kahramaný
Samim’in “Simeranya” adını verdigi ütopik dünyaya ait
tasarısının büyük ölçüde işlendigi Yalnýzýz, esas itibariyle
düşünsel yanı agır basan bir romandır. Yazar romanını bir
düşünce üzerine kurmuş, figürlerini de o düşüncenin temsilcileri
olarak tanıtmıştýr. Söz konusu düşünce ise düalizmden başka
bir şey degildir. (710)
Beşir Ayvazoglu, Peyami Safa’nýn Matmazel Noraliya’nýn Koltugu’yla
başlayan mistik serüveninin Yalnýzýz ile bir ütopyaya dönüştügünü belirtir.
Ayvazoglu’na göre bu dönüşümde Simeranya ütopyasýnýn yer alma nedeni
yazarın düşüncelerini somutlaştýrmak istemesidir (415).
Necmettin Hacıeminoglu’nun Türk Yurdu dergisinde yer alan “Yalnýzýz”
adlı makalesi, yazarın ölümünden hemen sonra kaleme alınmıştýr.
Hacıeminoglu makalesinde, Yalnýzýz’ın yazarın en iyi yapıtı oldugunu belirtir
(35). Ancak romanı eleştirmez ve uzun bir özet vererek yazýsýný sonlandýrýr.
Ilk kez Nebioglu Yayınevi’nden çıkan Yalnýzýz, daha sonraları Prolog
bölümü olmadan yayımlanmıştýr. Prolog’un romandan çýkarýlmasý yapýtý
anlama ve yorumlamada önemli eksiklikleri de beraberinde getirmektedir. Bu
24
eksiklikler arasında ana karakter Samim’in bitmek tükenmek bilmeyen
kuruntularının ilk izleri, Meral’in Samim’e söyledigi ilk yalan ve Samim’in
dışarýda bir sokak kadýnýyla geçirdigi gece sayýlabilir. Peyami Safa, Prolog
bölümünü fazla duygulu ve içli buldugu için romanın basımlarından çıkarmak
istemiştir. Ergun Göze, “Üstat fazla santimantal diye sonradan ikinci baskıda
bu ‘Prolog’u çıkardı kaydını ihtiyaten düşüyoruz” diyor (Peyami Safa-Nâzým
Hikmet Kavgasý, 44). Mehmet Tekin’e göre, Prolog bölümünün çıkarılması
romanın başýndan itibaren uzun bir süre anlaşýlamamasını saglamaktadır.
Tekin’e göre bu sayfaların.M.E.B. basımında 25 sayfadır.çıkarılması,
gerek Simeranya ütopyası gerekse Samim betimlemelerinde eksiklikler
doguracaktır:
Halbuki “Prolog” kısmı, içinde, romana bir bakıma enerji veren
PESSIMIST
PESSIMIST
Admin

Mesaj Sayısı : 150
Kayıt tarihi : 29/03/08
Yaş : 31
Nerden : Gültepe

https://gultepefen.yetkin-forum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

PEYAMI SAFA’NIN YALNIZIZ ROMANI Empty Geri: PEYAMI SAFA’NIN YALNIZIZ ROMANI

Mesaj tarafından PESSIMIST Paz Mart 30, 2008 5:25 pm

bir sırrı saklamaktadır ki, bu sır, Meral’in “Tütüncünün önünde”,
Samim’e ilk defa yalan söylemesi, onu aldatması hadisesidir.
Yalnýzýz romanının psikolojik ve fikri temellerinin kurulmasında,
önemli fonksiyona sahip olan bu yalan hâdisesini Samim,
roman boyunca hatırlayacak, Meral’in intiharına kadar zihnini,
bu hâdisenin tesirinden kurtaramayacaktır. Onu Meral’e karşý
ziyâdesiyle “dakik” ve “mütecessis” yapan, biraz da bu
hâdisedir. (136)
Yazarın “Prolog” bölümünü neden ve ne amaçla çıkardıgını tam
anlamıyla anlamak olanaklı degildir. Simeranya ütopyasından ilk kez yine bu
bölümde söz edilir. Aşagýda alýntýlanan betimleme, Samim’in Simeranya’ya
neden gereksinim duydugunun açık ifadesidir. Alıntı yaptıgımız bölüm
25
dışýnda romanýn geneline bakýldýgýnda, Samim’in Simeranya ütopyasına olan
düşkünlügüne dair herhangi bir açýklamasýna rastlanmaz:
[O] bir memleket, Simeranya, dünyada olmayan bir yer. Benim
icadım. Sıkıldım mı, kendimi oraya atarım. Simeranya’da yalan
yoktur. Insanlar gölgelerdir. Konuşmadan anlaşýrlar.
Birbirlerinden hiç bir şey saklamazlar. (Cool
Bu itirafın yanı sıra Prolog, zaman akışýný romandaki olaylara
baglayan çeşitli ilişkiler kurar. Mefharet’in “Dün gece gelmedi. Seninle bir
daha konuştuktu. Epey zamandýr bir başkalýk var onda. Odasýna kapanýyor
hep” (28) sözleri Prolog’da konu edilen gece Samim’in yaptıklarına gönderme
yapar. Prolog bölümü olmadan okuyucu sözü edilen gece hakkında bilgi
sahibi olamayacaktır. Bu noktada, Peyami Safa’nın Prolog’u yeterince
düşünmeden kaldýrdýgý sonucuna ulaşabiliriz.
Yalnýzýz’da konuların birbirlerine baglanışý tiyatro düzenini anýmsatýr.
Herhangi bir konu, bölümün bitiminde gelecek olan yeni bölümle
ilişkilendirilmiş hâldedir. Mekânlarda yaratýlan degişiklik konunun akýşýný
aksatmaz. Konunun akıcılıgı mekânlardan bagımsız devam eder. Bu
nedenle üç bölüme ayrılan romanın bölümleri arasında herhangi bir boşluk
yoktur. Bu yazım türü tiyatro yapıtlarında yer alan perde düzenini anımsatır.
Degişen yalnýz sahne ve dekorlardýr.
Manevî degerlerin yok edilmesiyle insanın içine düşecegi açmazların
materyalist yaklaşýmlarla çözümlenemeyecegi Yalnýzýz’ın ana düşüncesini
oluşturur. Bu baglamda çözümsüzlügü yaşayan bireyler sonunda yalnýz
kalacaklardır. Bu yalnızlıgın giderilmesinin tek yolu, oluşturulacak yeni bir
felsefeyle yaratılacak dünya görüşüdür.
26
Romanda anlatıcı birinci ve üçüncü kişilerdir. Roman geneline hâkim
olan anlatıcı üçüncü kişidir. Samim’in “Simeranya” adlý ütopyasý anlatýlýrken
üçüncü kişi yerine birinci kişi anlatýcý vardýr. Bu degişimin nedenini yazarýn
tarafsız kalma çabasında aramak gerekir. Yani yazar, bu tip bir anlatımla
olaylara iç ve dış cephelerden farklý söylemlerle yaklaşýr. Bu şekilde
okuyucuyla paylaşýlan düşünceler bir tek karaktere mal edilmez. Böylece
hem romandaki Samim karakteri hem de yazar farklı cephelerden olaylara
yaklaşmýş gibi olur. Üçüncü kişi anlatýmýn okuyucuyu romaný okurken yalnýz
PESSIMIST
PESSIMIST
Admin

Mesaj Sayısı : 150
Kayıt tarihi : 29/03/08
Yaş : 31
Nerden : Gültepe

https://gultepefen.yetkin-forum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

PEYAMI SAFA’NIN YALNIZIZ ROMANI Empty Geri: PEYAMI SAFA’NIN YALNIZIZ ROMANI

Mesaj tarafından PESSIMIST Paz Mart 30, 2008 5:26 pm

bırakmak gibi bir amacı daha vardır. Örnegin, Meral’in roman sonundaki
intiharı, üçüncü kişinin bakýş açýsýyla anlatýlýr. Bu sayede okuyucu intihar
sahnesini tarafsız ve yoruma açık bir biçimde degerlendirmek zorunda
bırakılır. Yalnýzýz’da Peyami Safa, aktüel olay nerede ve kimlerle
gerçekleşiyorsa o kişilerin bakýş açýlarýyla anlatýmý gerçekleştirir. Örnegin,
birinci bölümün aktüel konusu olan Selmin’in hamileliginden en çok etkilenen
kişi anne Mefharet’tir. Olaylar bu noktada Mefharet’in bakýş açýsýyla anlatýlýr.
Ya da Samim’in Meral’in yalanlarıyla boguştugu ve bir dedektif gibi
düşüncelerden hareketle iz sürdügü bölümlerde anlatýcý Samim’in kendisidir.
Romanda yer alan iç monologlar da okuyucuyu romana katma çabalarının bir
diger sonucu olarak karşýmýza çýkar. Bu noktada, okuyucu ve sözü edilen
karakter baş başa býrakýlarak anlatýma tempo katýlmaya çalýşýlýr.
Romanın teknigi açısından sözünü edecegimiz son anlatım biçimi,
alıntılama ya da montaj dedigimiz yöntemdir. Bu noktada yazar kendi
düşüncelerini haklý çýkarmak ve bunlarý tutarlý bir çizgide sürdürmek için
çeşitli yazar ve düşünürlerden alýntýlara başvurur. Yalnýzýz bir düşünce
romanıdır. Filozof bir kimlikle karşýmýza çýkan Samim karakterinin metinde
27
çok sayıda alıntılama yaptıgını görüyoruz. Etkilendigi bilim ve düşünce
adamlarından alıntılamalar yapan Samim, Abdülhak Hamid, Friedrich
Nietzsche, Georg Wilhelm Friedrich Hegel, Fuzuli, Jean-Jacques Rousseau,
Johann Wolfgang Goethe, Konfüçyüs, Martin Heidegger, Pierre Loti, Platon,
Tevfik Fikret ve Yahya Kemal gibi isimleri anar:
Varlaşma hamlesinin aktifi yanýnda yoklaşma pasif, yoklaşma
hamlesinin aktifi yanında varlaşma pasiftir. Böylece,
Heidegger’in tek taraflı tasavvurundan uzaklaşarak yoklugu bir
zemin “fond” gibi degil, karşýlýklý olarak, varlýgý ve yoklugu
birbirinin zemini gibi almak lâzımdır. (199)
Bu düşünür ve bilim adamlarýndan yapýlan alýntýlamalar Samim’in
düşünce dünyasýna derinlik kazandýrýr. Bu derinlik sayesinde, karakterin
tutarlı bir düşünce yapýsýna sahip oldugu belirtilmek istenir:
Insanın yoklaşma hamlesinden dogan fânilik duygusu ya Pierre
Loti veya ondan ilham alan Yahya Kemal gibi şairlerde bir
geçicilik hüznü uyandırır, yahut da orta adamda “Bugün varız
yarın yok,” “Bir günün beyligi beyliktir” tarzında... (200)
[....]
Nietzsche-Trajedinin Dogumu. Vaktim olsaydı, bütün kitabı
tercüme etmek isterdim. Mânasız bir tesadüfle Nietzsche
öldügü gün, ben dogmuşum. Onun ruhundaki hidayetsiz ve
cürete vâris olmadıgım halde, fikirlerinin barutunda, benim
özledigim zıddı bile olsa, bambaşka bir dünyaya hasret çeken
zekâların ihtilâlci soyundan oldugumu bana haber veren bir
28
dinamizmin içimdeki isyan kaynaklarına tıpatıp uygunlugu var.
Bu gece sebepsiz bir trajedinin içindeyim. (430)
Yalnýzýz, insan bilinmezi ve çıkmazlarına çözüm getirme iddiasına
sahip bir romandır. Bu nedenle sözünü ettigimiz isimlerin rasgele ele alınıp
PESSIMIST
PESSIMIST
Admin

Mesaj Sayısı : 150
Kayıt tarihi : 29/03/08
Yaş : 31
Nerden : Gültepe

https://gultepefen.yetkin-forum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

PEYAMI SAFA’NIN YALNIZIZ ROMANI Empty Geri: PEYAMI SAFA’NIN YALNIZIZ ROMANI

Mesaj tarafından PESSIMIST Paz Mart 30, 2008 5:26 pm

bilgi karmaşasý yaratmadýgý, bilinçli seçildigi görülmektedir. Yaptýgý
alıntılarda izledigi eleştirel bakýş, Samim’in ayrý bir dünya tasarlamýş
oldugunu da göstermektedir. Aynı zamanda gerek aile bireyleri ve gerekse
sevgilisiyle girdigi düşünce ayrýlýklarýnda Samim bu düşünürlerden
alıntılamalara başvurur. Böylece kendi düşünceleri etrafýna bilimsel bir zýrh
örmeye başlar. Bu korunaklý yapý içerisinde yazar, Samim’in düşüncelerini
bilimsel olarak çürütülmez kılmayı hedefler. Yazar tarafından okuyucuya bu
şekilde sunulan düşünceler, soru işaretleri yaratýlmaksýzýn kabul edilir kýlýnýr.
Yalnýzýz’ın zaman örgüsüne baktıgımızda olayların Ikinci Dünya
Savaşý sonrasýnda geçtigini görürüz. Mehmet Tekin, romanda olaylarýn
geçtigi zamanın yazar tarafından tesadüfen seçilmedigini belirtiyor:
Ancak fertler arasındaki güvensizlik ve ilişki kopuklugunu,
yalnızlıgı, insanın kendi kendisine yabancılaşmasýný, yakýn
zamanda yaşanan büyük savaşýn tesiriyle izah etmek
mümkündür. Bu durum, sadece Türk toplumunda degil, bütün
dünyada kendini hissettiren sosyal bir “kriz”dir. Yazar, bu “kriz”i
geniş plâtformlarda ele almakla, eserine evrensel bir karakter
kazandırır. (141)
Yalnýzýz’da, geçmişte kahramanlarýn yaşadýgý olaylara dair yapýlan
atıfların büyük zaman dilimlerini kapsamadıgı görülür. Yalnýzýz’da öykü
zamanı, toplam 26 günlük bir süredir. Zaman akışýnda dikkat çeken bir diger
29
nokta, tüm gerilimin çözüme kavuştugu son bölümdür. Bu bölümde intihar ve
ölümlerden sonra geriye “güzel bir dünya” kalmıştýr. Gün agarmak üzeredir.
Sabah her şeyi yeni baştan yaratýr:
Yeni başlayan sabahýn koyu mavi, uçuk ve baygýn ýşýk tonunda
rengi belli olmayan kısık ve yorgun gözler, yanak çukurlarında
mürekkep lekeleri gibi keskin gölgelerin oydugu ve
buruşturdugu çentikli, soluk ve abraş bir yüzle onu görmek ve
tanımak zahmetini çekiyordu. (469)
Bu noktada yazarın, güneşin dogmasý ve sabah vaktine çeşitli
anlamlar yükledigini görüyoruz. Prolog bölümünde gece vakti başlayan
olaylar bir sabah vakti çözüme ulaşýr. Aydýnlýgýn, Simeranya ile
özdeşleştirildigi bu romanda ütopyanýn somutlaştýrýlma eylemine bu son
bölümde tanık oluyoruz. Güneşin dogmasý ile yalansýz ve Meral’siz bir dünya
daha dogar. Bu nedenle gece ve sabah metaforlarının yazar tarafından
bilinçli olarak kullanıldıgı söylenebilir.
Romanı mekân bakımından degerlendirirsek gerçek ve gerçeküstü
mekânların bir arada varlıgından söz edebiliriz. Olayların geçtigi gerçek
mekânların yanı sıra bir de hayal mekân olan Simeranya vardır. Romanda
Istanbul, insanların karamsarlık içerisinde var oldukları bir açık mekân olarak
karşýmýza çýkar. Ilerleyen teknoloji ve degişen insan ilişkileri kent yaşamýnda
bireyi yalnızlıga iter. Kendisini degişen toplumun ahlâk kurallarýna ve
yapısına yabancı hissetmeye başlayan birey, yaşadýgý mekâný degiştirme
yolunu seçebilir. Işte bu aşamada Meral ve arkadaşlarýnca soyut mekân
olarak Paris, Samim tarafından da ütopik bir yer olarak Simeranya gündeme
gelir. Gelişim ve degişime açýk karakterlerden Meral’in Paris’i tercih
PESSIMIST
PESSIMIST
Admin

Mesaj Sayısı : 150
Kayıt tarihi : 29/03/08
Yaş : 31
Nerden : Gültepe

https://gultepefen.yetkin-forum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

PEYAMI SAFA’NIN YALNIZIZ ROMANI Empty Geri: PEYAMI SAFA’NIN YALNIZIZ ROMANI

Mesaj tarafından PESSIMIST Paz Mart 30, 2008 5:26 pm

30
etmesine karşýn Samim’in Simeranya ütopyasýnda yer almasý “gerçek” ve
“ütopik” mekân tanımlarını akla getirebilir. Akşit Göktürk, Edebiyatta Ada adlı
yapıtında şöyle bir saptamada bulunur:
Ütopya yazarının amacı, uzak bir adanın duygusal renkliligini,
ya da eşine rastlanmadýk tehlikelerini anlatmak degil, sunacagý
örnek bir toplum düzeniyle hem kendi toplumunun işleyişindeki
aksaklıkları dolaylı olarak göz önüne sermek, hem de bu
aksaklıklara bir çözüm yolu önermektir. Ütopya yazarı bu işi
yaparken önerdigi örnek yaşama düzenini, tepkiyle karşýladýgý
gerçek düzenden elinden geldigince apayrı, uzak, soyut
düşünmek, örnek toplumunu okurun kafasýna çok keskin, kalýcý
çizgilerle yerleştirmek ister. (17)
Romandaki ütopya düşüncesine bu açýdan bakýldýgýnda, mekân olarak
Matmazel Noraliya’nýn Koltugu’nda olayların sonlandırıldıgı Büyükada ve
kuramsal planda soyut ütopya düşüncesinin izlerine rastlamak olasýdýr.
Matmazel Noraliya’nýn Koltugu’nda yazar, Noraliya karakterini Büyükada’da
yer alan bir konaga yerleştirir. Buradaki ada düşüncesi, Yalnýzýz’da kendini
Simeranya olarak gösterir. “Ütopik ada” düşüncesine Füsun Akatlý
“Ütopyalar Iyidir” adlı makalesinde şöyle yaklaşýyor:
Tarih açısından zaman dışýnda ya da gelecege indekslendigini
gördügümüz ütopyalar, yer olarak da idealize edilmiş
cografyalara, özellikle de adalara konuşlanýrlar. Ada,
istenmeyen her şeyle yaşam alanýnýn arasýna giren denizin
koruyuculugundadır. Sınırları belli ve çekidüzen verilmeye
31
elverişli, disiplinli ruhlarý çeken bir mekân olarak da, gerçekten
de ütopya için neredeyse dogal bir yerlem olarak görülür. (23)
Bu şekilde düşünüldügünde, iki önemli ütopya türüyle karşýlaşýlýr:
Gelecekte herkesi kapsayacak ideal bir toplumun kurulmasını hedef alanlar
ve yalnızca az sayıda kişinin kullanabilecegi özel bir mekân yaratmaya
çalışan ütopyalar. Şüphesiz Simeranya bu türlerden birincisine dahil
edilebilir. Romanın başýnda Samim’in “O bir memleket, Simeranya, dünyada
olmayan bir yer. Benim icadım. Sıkıldım mı, kendimi oraya atarım” (Cool
sözüyle kendine has bir mekân olarak tanıttıgı Simeranya, romanın sonraki
bölümlerde “tekâmül etmiş azýnlýk” için bir kurtuluş modeline dönüşür.
Romanın olay örgüsü üç ana bölümden oluşur. Bu bölümlerin ilkinde
dügümler atılmaya başlanýr. Selmin’in sahte hamilelik hikâyesi, Samim ve
diger aile bireylerinin bu olay üzerine şüpheleri, Meral ile Samim arasýnda
yalanlarla başlayan gerilim, atýlan dügümler arasýnda sayýlabilir. Peyami
Safa birinci bölümdeki olay örgüsünü kurarken roman geneline hâkim olan
heyecan ve gerilimi tırmandırmaya başlar. Bu nedenle, atýlan dügümlerin
hiçbirinin cevabı birinci bölümde yer almaz. Aynı zamanda ikinci bölüm için
felsefî bir alt yapı oluşturulur. Bu felsefî alt yapýnýn temelini, Simeranya
ütopyası ve Simeranya’nın Samim’in günlüklerinde yer alan kuramsal
varsayımları oluşturur. Yazar ikinci bölümde yukarýda söz ettigimiz
dügümlerin karakterler üzerindeki etkilerini anlatır. Üçüncü ve son bölüme
PESSIMIST
PESSIMIST
Admin

Mesaj Sayısı : 150
Kayıt tarihi : 29/03/08
Yaş : 31
Nerden : Gültepe

https://gultepefen.yetkin-forum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

PEYAMI SAFA’NIN YALNIZIZ ROMANI Empty Geri: PEYAMI SAFA’NIN YALNIZIZ ROMANI

Mesaj tarafından PESSIMIST Paz Mart 30, 2008 5:26 pm

geçildiginde atılan dügümlerin yarattıgı gerilim doruk noktasına ulaşýr. Bu
aşamada Peyami Safa, olaylarý karakterlerin bakýş açýlarýyla ortaya koyar.
Buradaki amaç inandırıcılık saglamaktır. Meral’in intiharı, Necile’nin
paranormal fenomenlerle baş başa kalmasý ve Samim’le ailesinin olaylara
32
yaklaşýmý karakterlerin tek tek bakýş açýlarýndan okuyucuya sunulur.
Paranormal fenomenler, bilim ve düşün adamlarýndan yapýlan alýntýlar ve
Simeranya ütopyasının kuramsal alt yapısı roman sonunda karşýlaşýlan
trajedilerin inandırıcılık çerçevesini yaratır.
Olay örgüsü içinde yer alan karakter çatışmalarýnýn ana yapýyý
bozmadan, tersine kuvvetlendirerek devam ettigini görülür. Her ne kadar
okuyucu tarafından ön planda Samim-Meral çatışmasý görülse de Samim’in
Besim ile olan diyaloglarından zıt dünya görüşlerinin temelde bu iki karakter
etrafında şekillendigi görülür. Samim, Besim ile olan çatýşmasýnýn bir yerinde
bunu açıkça itiraf eder:
[Z]oolojik bir antropolojinin sana verdigi hayvanca bir insan
telakkisi içindesin. Kabahat sende degil. Bütün şansýný
maddede arayan bugünkü ilmin, büyük idealistler müstesna,
insana lâyık görmeye mahkûm oldugu ahlâk budur. Yıllarca
seninle münakaşa ettik. Degişmedin. Bu ahlâk sende vücut
yapısı haline gelmiş. Dâima midenin emrindesin. (63)
Ileriki bölümlerde yer alan Meral-Samim, Mefharet-Ferhat ve Samim-
Mefharet çatışmalarýnýn ana konusu da yine bu maddeci-maneviyâtçý
çatışma ekseni olacaktýr. Yalnýzýz bu eksen çevresinde degerlendirildiginde,
Samim, Dogulu erkek grubunda yer alır. Yaşlýca, olgun, idealist, milliyetçi,
septik, kimi noktalarda oldukça titiz ve kararlı bir kişilik çizer. Matmazel
Noraliya’nýn Koltugu’nda “iyileştirilen” Ferit karakterinin bir devamý olabilecek
Samim, sözünü ettigimiz Dogulu erkeklere yeni özellikler eklemlenerek
oluşturulmuştur. O, diger romanlarda yer alan benzer erkek karakterlerden
daha çok geliştirilmiştir. Karakterin sahip oldugu ek özellikler arasýnda
33
“toplumsalcılıgı”nı ve bilime yaklaşýmýndaki farklýlýgý sayabiliriz. Samim’in
karşýsýnda seçici konumda yer alan Meral ise genç, hercaî, hedonist,
yozlaşmýş, derbeder, egoist ve sözde çagdaş bir kimlikle karşýmýza çýkar. Bu
noktada yazarın, iki ayrı dünya görüşüne sahip karakterler aracýlýgýyla mesaj
verme kaygısı göze çarpar. Fakat Yalnýzýz’da Meral’in yapacagı seçim
açısından Batı’yı temsil eden bir erkekten söz edilemez. Bu noktada, Meral
için oluşturulan ikinci seçenek, Batý medeniyeti ve “asrî” zevkler olarak kabul
edilebilir. Bu noktada Meral’in seçenekleri Samim ve temsil ettigi felsefeyle
beraber Paris ve Batı tarzı yaşamdýr.
Romanda yer alan diger karakterler, gerek toplumun gerekse insan
benliginin çeşitli katman ve özelliklerini barýndýran tiplerdir. Samim evinde
ablası, ablasının kızı ve kardeşi ile yaşamaktadýr. Buna karşýlýk Meral,
agabeyi ve babasıyla yaşar. Oluşturulan bu iki ayrý mekân, sözünü ettigimiz
zıtlıgın dışa vurumudur. Ayný zamanda yazar üçüncü bir mekân daha açar.
Burası Meral’in annesi Necile ve hizmetçisinin yaşadýgý evdir. Böylece üçlü
gelgitler ile romanın öyküsü ilerletilir.
PESSIMIST
PESSIMIST
Admin

Mesaj Sayısı : 150
Kayıt tarihi : 29/03/08
Yaş : 31
Nerden : Gültepe

https://gultepefen.yetkin-forum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

PEYAMI SAFA’NIN YALNIZIZ ROMANI Empty Geri: PEYAMI SAFA’NIN YALNIZIZ ROMANI

Mesaj tarafından PESSIMIST Paz Mart 30, 2008 5:26 pm

Yalnýzýz temelde ruh mu beden mi? sorusunun yanıtını arayan ve
insanlık için bir çözüm öneren bir romandır. Bu çözüm, yazarın Batı
edebiyatında örneklerine sıkça rastladıgımız ütopya düşüncesiyle
somutlaştýrmaya çalýştýgý Simeranya’dýr. Peyami Safa’yý ütopya yazmaya
götüren nedenler nedir? Aynı zamanda bu ütopya düşüncesini edebiyattaki
diger örneklerinden ayıran noktalar nelerdir? Peyami Safa’nın yapıtlarında
yer alan Dogu-Batı çatışmasý, 1939 sonrasýnda insan ruhunun açmazlarýna
ve daha sonraları bu sorunsalın temelinde yattıgına inandıgı ruh-beden
hesaplaşmasýna dönüşmüştür. Dogulu ve Batýlý erkek tiplemelerinin
34
avantajlarının bir arada toplandıgı “bilge karakter”, Yalnýzýz’da ana kişilik
olarak yerini alır. Bu karakter, roman boyunca hiçbir dezavantaja sahip
degilmiş gibi gösterilir. Acaba Samim karakterinin dezavantajlarý nelerdir ve
bunlar “ideal insan tipi”nin yaratılmasına engel midir? Ruh ve beden arası
ilişkiler neye göre düzenlenir? Yalnýzýz’da ruhun, mükemmelleşme süreci
göz önüne alındıgında, beden ile girdigi ilişkiler nelerdir? Ruhun yüceltilmesi
için bedenin yok edilip hor görülmesi mi gereklidir? Son olarak, Yalnýzýz’da
“tekâmül” düşüncesinin evrimi nasýl gelişir ve Peyami Safa’nýn önceki
yapıtlarında bu evrimin izlerine rastlamak mümkün müdür?
PESSIMIST
PESSIMIST
Admin

Mesaj Sayısı : 150
Kayıt tarihi : 29/03/08
Yaş : 31
Nerden : Gültepe

https://gultepefen.yetkin-forum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

PEYAMI SAFA’NIN YALNIZIZ ROMANI Empty Geri: PEYAMI SAFA’NIN YALNIZIZ ROMANI

Mesaj tarafından 987753 C.tesi Nis. 05, 2008 10:02 am

Eline sağlık...
987753
987753

Mesaj Sayısı : 40
Kayıt tarihi : 29/03/08
Yaş : 31
Nerden : Osmanlı Topraklarından

http://www.benimblog.com/islamyolu

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz